Kabataş Mekteb-i İdâdîsinin İsim Değiştirme Hikayesi
Osmanlı Maarif sistemi içerisinde çeşitli isimlerde mektepler açılmış olup, genellikle bu okullar kendilerine mahsus özel binalardan çok boşaltılmış saraylar, köşkler gibi yerlerde eğitim yapmışlardır. İdâdîler, daha çok Osmanlı Devleti'nin vilayetlerinde açılmışlardır. İstanbul'da nüfus çokluğu göz önüne alınarak, Sadrazam Said Paşa'nın teşebbüsleri neticesinde faaliyete geçirilmiş olup, açılış tarihlerine göre şöyle sıralanmışlardır:
Vefa İdâdîsi: 1294/1877
Mercan İdâdîsi: 1294/1877
Üsküdar İdâsîsi: 1309/1893
Numune-i Terakki İdâdîsi: 1312/1896
Makriköy/Bakırköy İdâdîsi: 1323/1907
Kabataş İdâdîsi: 1323/1907
Numune-i Terakki İdâdîsi, daha önceleri hususi mahiyette eğitimine devam ederken, 1312/1892 tarihinde Maarif Nezareti'ne bağlı olarak faaliyetini sürdürmeye başlamıştır. Bu mekteplerin eğitimlerine devam ettiği sırada özellikle Osmanlı topraklarının uzak bölgelerindeki çocukların da eğitimlerini yüksek bir seviyede sürdürmeleri düşünülerek, başta Güneydoğu ve Arabistan olmak üzere buralarda mevcut aşiretlerin 12-16 yaşlarındaki çocukları, Aşiret Mektebi adı altında bir mektep de Kabataş'taki set üzerinde bulunan saray boşaltılarak, burada eğitimine başlatılmıştır. Çocuklar başlangıçta bu binada kalmakta ve eğitimlerini sürdürmekteydiler. İki senede bir, yanlarında bir ağabey-gözetmen katılarak sılaya gitmelerine izin veriliyordu. Mezunları ise genellikle geldikleri yerlerde devlet hizmetlerinde görev almayı tercih ediyorlardı. Bazıları ise askeriyede subay olarak vazife yapıyorlardı. Ancak 1323/1907 yılında eğitim masrafı artıp, devam eden çocuklar okula sığmayınca bu mektep kapatılmıştır. Bu dönemde yeni kurulan Kabataş İdâdîsi öğrencileri için aranan bina, boşaltılan Aşiret Mektebi binası olarak tespit edilmiş ve mezkur bina, Kabataş İdâdîsi'ne tahsis edilmiştir. Yayınlanan belgelere göre, bu mektebe Namık Kemal'in adının verilmek istendiği anlaşılmaktadır. Kendilerine gelen bu teklifin uygun olduğunu, ancak son sözün Sadaret tarafından söylenilmesinin gerektiğini belirten Maarif Nezareti'ne karşı Sadaret, bu gibi konularda asıl söz söyleyecek makamın bizzat Maarif Nezareti olduğunu açıkça belirtmiştir. Bu yazışmalardan arta kalan netice, Namık Kemal adının Kabataş İdâdîsi'ne isim olarak verilmek istendiği, ancak bunun gerçekleşemediğidir.
NEZÂRET-İ MAARİF-İ UMÛMİYE MEKTUBÎ KALEMİ
ADED 210
Huzûr-ı Sâmi-i Cenâb-ı Sedâret-i penâhiye Ma'ruz-ı çâker-i kemîneleridir ki Bazı mekâtib-i umûmiyenin eâzım-i milletden birisinin ismiyle tesmiyesi memâlik-i mütemeddinede câri âdât-ı müstahseneden olmasına nazaran Kabataş Mekteb-i İdâdisi'nin Namık Kemal unvanıyla tevsîmi mekteb-i mezkûr müdüriyetinden iş'âr olunmuş ve hidemât-ı vataniyyeleriyle ihrâz-ı şân ü şeref etmiş olan meşâhir-i eslâfın yâd ve tebcîl-i nâmları lâzıme-i kadirşinasîden bulunmuş olduğundan mekteb-i mezbûrun ber-vech-i iş'âr Namık Kemal Bey merhûmun nâmına izâfetle tesmiyesi münhasib ise de keyfiyet huzûr-ı sâmî-i cenâb-ı Sadâret-penâhîlerinden istîzânı Meclis'den ifade olunmakla iktizâsının emr ü inbâsına müsaade-i sâmiye-i fahâmet-penâhileri buyurulmak bâbında emr ü fermân hazret-veliyyü'l-emrindir.
Fî 25 Ramazan sene 1327 ve fî 27 Eylül sene 1325 (10 Ekim 1909)
Maarif-i Umumiye Nâzırı (İmza)
SADÂRET-İ UZMÂ MEKTÛBÎ KALEMİ
Maarif Nezâret-i Aliyyesi'ne 27 Eylül sene 1325 tarihli ve 210 numaralı tezkire-i aliyyelerine cevabdır. Sair memâlik-i mütemeddinede dahi câri olduğu vech ile cadde ve sokakların tevsîmi hususunda belediye meclislerinin kararı muktezî ise de mekâtibin tesmiyesi için böyle bir karara ve istîzâna mahal olmadığından Kabataş Mekteb-i İdâdisi'ne verilecek ismin tayini, nezâret-i aliyyelerine ait bulunduğu beyanıyla.
Bâ-işaret-i aliyye-i hazret-i müsteşârî
Fî 6 Teşrîn-i evvel sene 1325 (19 Ekim 1909)
KAYNAK:
İbrahim Âdil Sivrikaya / Osmanlı Arşivi Uzmanı Başbakanlık Osmanlı Arşivi,
Bâbıâli Evrak Odası Evrakı No: 273756
2001 yılı mezunumuz Sn. Mustafa Cem Öztürk'e teşekkür ederiz.